Şi, geçen yıl ülkeyi yöneten Çin Komünist Partisinin (ÇKP) Genel Sekreterliğine seçilmesinin ardından, bu yıl Çin Ulusal Halk Kongresi (ÇUHK) tarafından üçüncü kez devlet başkanı seçilerek yeni iktidar dönemine başladı.
Partinin, devletin ve hükümetin üst kademelerinin tamamının Şi’ye yakın isimlerden oluştuğu yeni dönemde Çin lideri açısından taşlar yerine oturmuş ve iktidar düzeni sağlanmış görünürken önce haziranda Dışişleri Bakanı Çin Gang’ın, ardından ağustosta Savunma Bakanı Li Şangfu’nun gizemli şekilde ortadan kaybolmaları, siyasette şok etkisi yarattı.
Çin’de siyasetin ve devlet yönetiminin otoriter ve şeffaf olmayan yapısı nedeniyle bakanların neden görevden alındıkları ve akıbetlerinin ne olduğu bilinmezken haklarında çok sayıda iddia ve varsayım ortaya atıldı.
Görevlerinde daha bir yılı doldurmamış olan iki önemli bakanın kısa sürede gözden düşerek kayıplara karışması, yönetimde kriz işareti olarak yorumlandı.
Şİ, İKTİDARINI ÜÇÜNCÜ DÖNEME TAŞIDI
Şi, mart ayında Pekin’de gerçekleştirilen 14. ÇUHK Genel Kurulu’nda tek aday olduğu oylamada, delegelerin oy birliğiyle üçüncü kez devlet başkanı seçildi.
Daha önce 2013 ve 2018’de iki kez devlet başkanı seçilen, 10 yıldır görev yapan Şi, 5 yıllığına yeniden seçilerek Çin Halk Cumhuriyeti tarihinde devlet başkanlığını üçüncü döneme taşıyan ilk isim oldu.
Şi, Ekim 2022’de yapılan ÇKP 20. Kongresi’nde üçüncü kez genel sekreter seçilmesinin ardından devlet başkanlığını da sürdürerek partinin, devletin ve ordunun başında kalmaya devam etti.
Çin liderinin devlet başkanlığını üçüncü dönemde sürdüreceğinin işareti, Çin Anayasası’nda 2018’de yapılan değişiklikle verilmişti. Değişiklikle devlet başkanının görev süresini iki dönemle sınırlayan kural kaldırılmış, böylece Şi’nin üçüncü döneminin önü açılmıştı.
Şi’den önceki Çin liderlerinden Ciang Zımin 1993-2003 yıllarında, Hu Cintao ise 2003-2013 yıllarında iki dönem devlet başkanlığı yaptıktan sonra devletteki ve partideki görevlerinden ayrılmıştı.
Çin liderinin yakın dönemdeki teamüllerden farklı olarak iktidarını üçüncü döneme taşıması, Şi’nin yeni dönemde “tek adam” konumunu pekiştireceğinin işareti olarak yorumlandı.
Nitekim marttaki kongrenin ardından, Şi’nin daha önceki görevlerinde birlikte çalıştığı, müsteşarlığını ve müşavirliğini yapmış veya onun döneminde kilit görevlere atanarak yükselmiş isimler, devletin üst kademelerine getirildi.
Şi’nin Cıciang eyaletinde parti sekreteri olduğu dönemde müsteşarlığını yapan ve onun iktidarında ülkenin en büyük nüfuslu şehri Şanghay’ın parti sekreterliğine atanan Li Çiang, Ulusal Halk Kongresi’nde başbakan seçildi.
Fucien ve Cıciang eyaletlerinde yöneticiliklerinde daha önce Şi ile çalışan ve onun iktidarında ülkenin başkenti Pekin’in parti sekterliğine atanan Cai Çi ise ÇKP Birinci Sekreteri olmanın yanı sıra ÇKP Genel Ofisi Direktörlüğünü üstlenerek parti işlerinin yürütülmesinde belirleyici figür haline geldi.
Şi döneminde ülkenin en büyük ekonomisine sahip Guangdong eyaletinin parti sekreterliğine atanan Li Şi de ÇKP Kongresi’nin ardından yolsuzluk soruşturmalarından sorumlu Merkezi Disiplin İnceleme Komisyonunun sekreteri olarak parti ve devlet kadrolarının kontrolünde önemli etki sahibi olduğu bir konuma yükseldi.
Hem devlet başkanı yardımcısı hem parti genel sekreteri ve devlet başkanı olduğu dönemlerde Şi’nin idari ofislerinin direktörlüğünü yürüten Ding Şüeşiang da başbakan birinci yardımcılığına atanarak kabinede önemli bir rol üstlendi.
Eski Başbakan Li Kıçiang ve Eski Meclis Başkanı Vang Yang gibi Çin’in önceki liderlerine yakın isimler, parti görevlerinin ardından bu yıl devlet görevlerini de bırakarak sahneden çekildi. Çin’in iktidar piramidi Şi’nin ekseninde yeniden şekillendi.
DIŞİŞLERİ BAKANI KAYBOLDU
Parti ve devletin üst kademelerinin yanı sıra kabine işlevini yerine getiren Devlet Konseyi’nde de Şi’nin işaret ettiği isimler yer alırken o isimlerden biri olan Dışişleri Bakanı Çin Gang’ın haziran sonunda aniden ortadan kaybolması gözleri yeniden Çin siyasetinin çarklarına çevirdi.
Kayboluşunun öncesinde yaklaşık 6 aydır dışişleri bakanlığını yürüten Çin Gang, 25 Haziran’da Wagner krizinin ardından görüşmeler yürütmek üzere Pekin’e gelen Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko ve Dünya Ekonomik Forumu (WEF) yaz toplantısı için ülkeyi ziyaret eden Sri Lanka ve Vietnam heyetlerindeki mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmelerin ardından bir daha kamuya açık bir etkinliğe katılmadı.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüleri, Bakan’ın gözlerden kaybolmasına ilişkin sorulara önce “sağlık sorunları” nedeniyle diplomatik temaslara katılmadığı yanıtını verdi ve kayıp iddialarıyla ilgili yorum yapmaktan kaçındı.
İngiliz Times gazetesi, Çin Gang’ın Washington Büyükelçisi iken Şıncın merkezli Çin medya kuruluşu Phoenix TV televizyon kanalının kadın muhabiriyle evlilik dışı ilişki yaşadığı ve bir çocuğu olduğunu iddia etti.
Çin Gang ne bakanlığı döneminde ne de önceki diplomatik görevlerinde iktidarla görünürde siyasi bir ihtilaf yaşamıştı. Hatta iki yıl gibi kısa bir süre ABD’de büyükelçilik yapmasının ardından bakanlık görevine getirildiği için, Şi’ye yakın, onun tarafından tercih edilen bir isim olarak görülüyordu.
Bu belirsizlik ortamında bakanın kayboluşu hakkında çok sayıda teori ve varsayım ortaya atıldı. Çin Gang’ın iddia edilen evlilik dışı ilişkisinin ABD veya başka yabancı ülkelerin istihbarat kuruluşlarının eline koz vermesinden endişe eden Çin liderlerinin bunu bir istihbarat riski olarak gördüğü ve bu yüzden tasfiye edilmesine karar verdiği ileri sürüldü.
“CASUSLUK” İDDİALARI
Dış basında ve sosyal medyada bakan hakkında casusluk iddiaları yer aldı. Rus Bakan Yardımcısı Rudenko’nun 25 Haziran’daki ziyaretinde, Çin Gang’ın ABD ile nükleer sırları paylaştığına dair Çin liderlerine bilgi verdiği iddia edildi.
Öte yandan Çin Gang’ın dış politikada ABD’ye karşı gerilim siyasetine ve Rusya ile yakınlaşmaya karşı çıktığı için Şi ile ihtilafa düştüğü ve bu yüzden saf dışı bırakıldığı dahi ileri sürüldü.
Çin Gang, kayboluşundan bir ay sonra, 25 Temmuz’da, yasama işlevini yerine getiren Ulusal Halk Kongresi Merkez Komitesi kararıyla görevden alındı. Bakanın neden görevden alındığına dair gerekçe gösterilmezken yerine önceki Dışişleri Bakanı, ÇKP Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Vang Yi atandı.
Çin Gang’ın nerede olduğu ve akıbeti halen bilinmezken Pekin’deki askeri hastanede işkence altında sorgulanırken öldüğü, işkenceyi gururuna yediremediği için intihar ettiği ya da kurşunlanarak idam edildiği yönünde doğrulanması mümkün olmayan iddialar ortaya atıldı.
SAVUNMA BAKANI ORTADAN KAYBOLDU
Çin Gang’ın ortadan kaybolmasının şoku henüz dinmemişken ağustosta bu kez Savunma Bakanı General Li Şangfu da gizemli şekilde ortadan kayboldu.
Bakan Li, en son 29 Ağustos’ta Pekin’de düzenlenen Çin-Afrika Barış ve Güvenlik Forumu’nda kamuoyunun karşısına çıktıktan sonra bir daha görülmedi.
Çinli Bakan’ın 7-8 Eylül’de katılması gereken Çin-Vietnam Yıllık Savunma İşbirliği Toplantısı, “sağlık sorunu” gerekçe gösterilerek iptal edilirken Li, Çin ordusunun yönetim organı olan 7 kişilik Merkezi Askeri Komisyonun (MAK) 15 Eylül’deki toplantısına katılmayan tek üye oldu.
Savunma Bakanlığı Sözcüsü Vu Çien, eylül sonunda düzenlenen aylık basın toplantısında konuyla ilgili sorulan soruya verdiği yanıtta “durumdan haberdar olmadığını” belirtti. Sözcü, Bakan Li’nin hala görevinin başında olup olmadığını yanıtlamaktan kaçındı.
Li’nin kayboluşu da Çin Gang’a benzer şekilde soru işaretleri yarattı. Li, orduda Devlet Başkanı Şi’ye yakınlığı bilinen, Çin’in en kıdemli generali, Siyasi Büro üyesi Cang Youşia’nın önerisiyle bakan yapıldığı iddia edilen bir komutandı.
Ulusal Halk Kongresi Merkez Komitesi 24 Ekim’de Li’yi gerekçesiz olarak görevden alınırken yerine atama yapmadı.
“YOLSUZLUK SORUŞTURMASI” İDDİASI
ABD’nin Washington Post gazetesi, 15 Eylül’de yayımladığı haberde, “adı açıklanmayan Amerikalı yetkililere” dayanarak Li hakkında “yolsuzluk soruşturması” başlatıldığını ve Bakan’ın görevden alındığını iddia etti.
Haberde, soruşturmanın askeri donanım tedarikindeki yolsuzlukla bağlantılı olduğu ileri sürüldü.
Çin Halk Kurtuluş Ordusunun (ÇHKO) Donanım Geliştirme Dairesi, Li’nin ortadan kaybolmasından yaklaşık bir ay önce, temmuz ayı sonunda, askeri donanım tedarik ve ihale süreçlerinde “düzenleme ve disiplin ihlalleri” nedeniyle soruşturma başlatıldığını duyurmuş, Li’nin daire başkanlığına atandığı 2017 yılından itibaren tespit edilen “uygunsuzluklarla” ilgili ihbar çağrısı yapmıştı.
Li’nin 2017 ile 2022 arasında başında bulunduğu daireye yönelik soruşturma, nükleer silah ve uzun menzilli füzelerinden sorumlu Roket Kuvvetleri’ni hedef alan ayrı bir yolsuzluk soruşturmasının ardından geldi.
Çin ordusunun stratejik caydırıcılık ve askeri donatım açısından kritik birimlerine yönelik soruşturmaların, küresel güç rekabetinin arttığı bir dönemde zafiyet ve istikrarsızlık kaynağı olabileceği değerlendiriliyor.
Li hakkında yolsuzluk dışında başka iddialar da ortaya atıldı. Devlet Başkanı Şi’nin şubat ayında ABD hava sahasına giren Çin’e ait yüksek irtifa balonundan haberdar olmadığı ve bundan Savunma Bakanı’nı sorumlu tuttuğu bu iddialar arasında yer aldı.
Her iki bakanın da akıbeti belirsizliğini korurken Çin siyasetinin yeni yılda benzeri krizlere gebe olabileceği öngörülüyor.