Türk sanat müziğinde kendine özgü bir form geliştiren usta sanatçı, Rize’den İstanbul’a gelen, Fatih Camisi hocalarından Ali Alaeddin Efendi ile Havva Hanım’ın oğlu olarak 15 Nisan 1895’te İstanbul Fatih’te dünyaya geldi. Sanatçı, ilk ve ortaöğrenimini İstanbul Aksaray’da tamamladı. Kur’an’ı Kerim’i 9 yaşında ezberleyen Kaynak, küçük yaşlarda sesinin güzelliğiyle çevresinin dikkatini çekti.
Usta sanatçı, ilk musiki derslerini henüz 10 yaşlarındayken Hafız Melek Efendi’den aldı. Darüşşafaka Cemiyetinde, musiki öğretmeni Kazım Uz’dan nota ve usul eğitimi alan sanatçı, ilahi ve fasıl konularında Şeyh Cemal Efendi’den yararlanarak kendini geliştirdi. Mercan İdadisi’ni bitiren Kaynak, Balkan Harbi zamanında Darülfünun İlahiyat Fakültesine girdi. Sanatçı, 1. Dünya Savaşı’nda öğrenim çağındaki gençlerin askere çağrılması üzerine, 1917’de vatani göreve başladı. Diyarbakır’da başladığı askerlik dolayısıyla Mardin, Elazığ ve Harput’ta da görev yaptı.
İLK BESTESİNİ 1926’DA KALEME ALDI
Sadettin Kaynak, Cumhuriyet’in kurulmasının ardından Ukrayna’ya sefer yapan gemilerde bir süre katip olarak çalıştı. Hüzzam makamındaki “Hicran-ı Elem” adlı ilk bestesini 1926’da kaleme alan usta sanatçı, aynı yıl plak doldurmak üzere Berlin’e gitti. Aynı yıl Zehra Hanım’la evlenen sanatçının, Cavidan, Yavuz, Feyyaz ve Günaydın adını verdiği dört çocuğu oldu.
Bir süre sonra Yavuz Sultan Camii imamlığına başlayan sanatçı, 1928’de caminin başimamı oldu. Sanatçı Kaynak, bestekar ve icracı kimliğinin zaman zaman ön plana çıkması nedeniyle bir tercih yapmak zorunda kaldı. İmamlık görevinden istifa ederek, kendini tamamen musiki çalışmalarına verdi.
Viyana, Paris ve Milano’ya da giden Kaynak, yazar İbnülemin Mahmut Kemal İnal’a verdiği mektubunda, yerli ve yabancı filmlere müzik yapmasına ilişkin şunları aktarmıştı:
“İstanbul’a döndükten sonra film musikisi bestelemeye heves ettim, Mısır’dan getirilen 85 adet filmin müziklerini. Her filmde 10 ila 20 eser vardı. Beş yıl süreyle İpekçi Kardeşler film şirketine bağlı kaldım. Bu esnada yerli filmler için eserler de besteledim. Yerli filmlerden ‘Allah’ın Cenneti’nde, Arap filmlerinden ‘Leyla ile Mecnun’da film sahasında ilk bestelerimi verdim.
Bu esnada rahmetli Atatürk beni çağırttı. Bir Kur’an-ı Kerim verdi. İmzasını koydu. Kur’an-ı Kerim’de muharebeye müteallik ayetlerin tercümelerini tespit ederek, ordu kumandanlarına bir nutuk vermemi emretti. Hazırlandım. Atatürk’ün karşısında, ordu kumandanlarının hazır bulunduğu bir mecliste bu emri yerine getirdim. Atatürk, ‘Kuran’da neler varmış da bizim haberimiz yok.’ dedi. Müteaddit defalar birçok vesilelerle Atatürk’ün huzuruna kabul olundum”
HALK MÜZİĞİNİN BÖLGESEL MOTİFLERİNİ DERİNLEMESİNE İNCELEDİ
Sadettin Kaynak, 1953’te Sultanahmet Camisi’nin ikinci imamlığına getirildi. “Yavuz Sultan Selim Ağlıyor” filminin müzik çalışmaları sırasında felç oldu. 14 Ağustos 1954’te yapılan jübilesinin ardından Kadıköy Koşuyolu’ndaki evine çekildi. Usta sanatçı, 3 Şubat 1961’de Haydarpaşa Numune Hastahanesinde vefat etti ve Merkezefendi’deki aile kabristanına defnedildi.
Eserlerinde çok zengin bir folklor yapısı göze çarpan sanatçı, halk müziğinin bölgesel motiflerini derinlemesine inceledi. Şarkı ile türkü arası bir özellik taşıyan üslup kullanarak kendine has bir form oluşturdu. Kaynak, gezdiği yörelerin özelliği olan uzun havalar ve hoyrat ezgilerin yapısından da etkilenerek hüseyni, gerdaniye ve muhayyer makamlarında da eserler besteledi. Halk ozanları Yunus Emre, Karacaoğlan ve Erzurumlu Emrah’ın şiirlerine ve anonim halk ezgilerine de beste yaptı.
ÇİLE BÜLBÜLÜM ÇİLE’NİN TELİFİNİ SAFİYE AYLA’YA VERDİ
Eserleriyle Türk sanat müziğinde özel bir yeri olan Kaynak, 1932’de bestelediği ve Safiye Ayla’nın yorumuyla ünlenen “Çile Bülbülüm Çile” şarkısının plak, radyo ve konserlerdeki telif haklarını Safiye Ayla’ya verdi ve bu şarkı ile anılır oldu. Muhayyer makamdaki şarkının güftesini Vecdi Bingöl kaleme aldı.
Usul, ritim, tempo değişiklikleri ve makam geçişleri yönünden zengin eserler ortaya koyan Kaynak, binin üzerinde besteye imza attı. Sadettin Kaynak’ın bestelerinin çoğu, dönemin ünlü sanatçıları Münir Nurettin Selçuk, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Şükran Özer ve Mualla Mukadder tarafından seslendirildi ve plakları satış rekorları kırdı.
İstiklal Marşı’nı besteleyenler arasında da bulunan Kaynak, aynı zamanda ezanı Türkçe seslendiren ilk kişi oldu.
Kendi ifadesiyle binin üzerinde besteye imza atan Kaynak’ın unutulmayan eserlerinden bazıları şöyle:
“Benim Yarim Gelişinden Bellidir”, “Tel Tel Taradım”, “Kara Bulutları Kaldır Aradan”, “Muhabbet Bağına Girdim Bu Gece”, “Dertliyim Ruhuma Hicranını”, “İncecikten Bir Kar Yağar”, “Çile Bülbülüm Çile”, “Ben Güzele Güzel Demem”, “Enginde Yavaş Yavaş”, “Gönül Nedir Bilene Gönül Veresim Gelir”, “Leyla Bir Özge Candır”, “Niçin Baktın Bana Öyle”, “Leylakların Hayali”, “Bir Rüzgardır Gelir Geçer Sanmıştım”, “Ela Gözlerine Kurban Olduğum”, “Yanık Ömer”