İletişim araçları katilimiz olabilir “Kirli savaş”ın yeni aşaması

İsrail’in Lübnan’daki Hizbullah mensuplarına çağrı cihazları ile telsizler patlatarak gerçekleştirdiği saldırı sürmekte olan savaşta yeni bir aşamaya geçildiğini gösteriyor. Saldırı aynı zamanda İsrail’in düşmanlarına karşı her türlü savaş yöntemini deneyeceğinin de kanıtı oldu.

Gelişme yanıtlanması gereken sorular da doğurdu tabii. Bu tür bir saldırı daha önce de oldu mu? İsrail’in yaptığı savaş suçu mudur? İsrail neden Hamas’ı değil de Hizbullah’ı hedef aldı? Saldırı hedefine ulaşacak mı? Çağrı cihazlarıyla, telsizlerle yapılan saldırılar günlük yaşamımızı nasıl etkileyecek soruları yanıta muhtaç.

İLK DEĞİL

SAVAŞ SUÇUDUR

İkinci sorunun yanıt çok açık. İsrail’in yaptığı kelimenin tam anlamıyla bir “savaş suçu”. Çünkü hedef alınan Hizbullah mensuplarının çoğu cephede değildi. Her Hizbullah mensubu da militan değil, örgütün çok geniş olan siyasi, sosyal ağının parçası olan sivillerdi. İkisi de dokuz yaşında olan Fatima Abdullah ile Muhammed Kani’nin Hizbullah üyesi olduğunu iddia eden herhalde yoktur. İsrail Hizbullah mensuplarının ailelerini, çocuklarını da hedef aldığı için savaş suçsu işlemiştir. Olay üzerine açıklama yapan İrlanda Başbakan Yardımcısı Micheal Martin’in, çağrı cihazı patlamalarının sivillerin hayatının “ahlaksızca hiçe sayıldığını” gösterdiğini söylemesi son derece doğrudur.

NEDEN HİZBULLAH?

7 Ekim saldırılarından bu yana Hamas’la savaş halinde olan İsrail’in, tüm gücünü ona vermek yerine Lübnan’da etkili Hizbullah’la çatışmayı neden öne çektiği de haklı bir merak konusudur. Kimi analistler Gazze müzakereleri çıkmaza girmişken İsrail yönetiminin Hizbullah’ı kendi kaderini Hamas’ınkinden ayırmaya ikna etmek için bu örgüte karşı daha iddialı adımlar atması gerektiğine inandığını söylüyor. Eğer Hizbullah etkisiz hale getirilirse Hamas’la daha kolay başa çıkacağına inanıyor belli ki İsrail.

AMACINA ULAŞTI MI?

Saldırı amacına ulaşmış olabilir mi? Belli değil Hizbullah İsrail’in kuzey sınırına yerleşmiş durumda, oradan sökülüp atılması kolay değil. Bazı İsrailli komutanlara bakılırsa, evet gafil avlandı ama Hizbullah bu cihazlarla saldırının olabileceğini fark etti. Bu nedenle de İsrail çağrı cihazlarını patlatmaya beklenenden erken karar verdi.

BİZİ NASIL ETKİLER?

Öncekileren çok farklı olan bu saldırı, diğer saldırılarda aklımıza gelmeyen endişelerin de doğmasına yol açtı. Eylem hayatımızın vazgeçilmezleri haline gelen cihazlara duyduğumuz güveni sarstı kesinlikle. Çünkü Lübnan saldırısı cepheden çok uzakta günlük yaşamın içine kadar giren bir saldırıydı. Bu cihazların bir gün bizi öldürecek araçlar olduğunu bilmek berbat bir durum. Bu mümkün. İsrail’in yaptığını her ülke yapabilir çünkü. Gündelik yaşamımızda olmadık kesimlerden de benzeri saldırılar gelebilir. İsrail bu konuda şimdilik lider sayılır. Dinleme cihazları üretmede üstüne yok. MOSSAD’ın gözetiminde faaliyet gösteren NSO dünyada ne kadar baskıcı, dikta rejimi varsa onlara dinleme cihazı satan bir firma. Bu dinleme cihazları da istenmeyen kişilerin, grupların ortadan kaldırılmasını sağlayan popüler cinayet silahları haline gelebilir.

Bu arada İsrail’de her şeyin yolunda gittiği de düşünülmemeli. Bu son saldırı aylar hatta yıllar öncesinden operasyon planlayabilen İsrail istihbarat teşkilatlarının disiplini ile İsrail’in siyasi liderliğinin dağınık kısa vadeli düşünceleri arasındaki uyumsuzluğu da ortaya koydu. Saldırının, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun savunma bakanını görevden alma niyetinde olduğuna dair İsrail basınında günlerdir çıkan haberlerin ardından gelmesi dikkat çekici. Başbakan ile bakan arasındaki gerginliğin siyasetçiler ile güvenlik kurumları arasında ne kadar büyük bir uçurum olduğunu gösterdiği vurgulanıyor İsrail gazetelerinde.

Lübnan ile Suriye’deki Hizbullah üyelerinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlatılması örgütün tüm önlemlere rağmen iletişim sistemindeki zayıflığı ortaya çıkardı. İsrail yıllarca düzinelerce insanı öldüren bir tonluk bombalar atmaktan, hassas mühendislik ürünü patlayıcı telefonlar kullanmaya kadar çeşitli şekillerde insan öldürdü. Ayyrıca siber saldırılar, zehirlemeler gerçekleştirmiş, yüksek hassasiyetli insansız hava araçları kullanmış, uzaktan aktive edilen silahlar tasarlamıştır. Ancak Salı günü gerçekleştirilen kadar sofistike bir uzaktan operasyon daha önce hiç yapılmamıştı.

Bölgede savaşın seyri değişti ama hızı hiç değişmiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir